Çarpık Eğitim Sistemi

Çarpık Eğitim Sistemi

Biz çocukken, her şey ne güzeldi. Çeşit, çeşit oyunlarımız vardı. En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı. Okula arkadaşlarımızla birlikte gider, oynaya, zıplaya yürüyerek gelirdik. Okul genellikle yarım gündü ve okuldan gelince mutlaka sokaklara koşardık. Özellikle hafta sonlarında, mahallenin çocukları bir araya gelir, akşamın karanlığına kadar oynardık. Hatta, evden bizi çağırmasalar, sabaha kadar oynamaya doymazdık. Nihayet bir ses, “hadi çocuğum, akşam oldu” diye çağırdığında mızmızlanır, bir süre sonra eve girerdik. Ders, ödev, proje, deneme, dershane kaygılarımız yoktu. Ders çalışmaya ve Ödev yapmaya yetecek zamanımız çoktu. Zihnimiz netti, mutluyduk. Spor yapmaktan ve koşmaktan öte dostluklar bize dünyayı verirdi. Çünkü gerçekten, samimice bağlanırdık arkadaşlarımıza. Dostluklarımız candan, ömür boyu sürecek türdendi. Yere düşünce birisi kaldırır, kavga edince yine birileri araya girerdi. Kavgalarımızda, en fazla birbirimize tekme atar, belki biraz boğuşur, belki de birkaç  hayvan adı sayardık. Ardından unutur yine oyuna başlardık.

Ne oldu, bize? Ne oldu çocuklarımıza? Şimdi sokakta, parkta, alanda çocuk gören var mı? Bu çocuklar nasıl bir yaşamın içine düştüler.Düşünen, analiz eden, bu böyle yürümez gelin bu sorunu çözelim diyen var mı?

Nerden çıktı bu LGS, ÜYS, TEO, ÖSYM vb. Bunlar eğitim öğretimi mi düzenledi, yoksa toplumsal hayatı, aile yaşamını ve çocukluklarımızın çocukluğunu mu çaldı? Sistemin bozuk olduğunu, herkes görüyor. Açıkçası, çocuklarımızı sisteme kurban ediyoruz. Fakat, kimse bunu düzeltemiyor. Çünkü, AKP Siyasi İktidarı eğitimi yap, boz tahtasına çevirdi. 12 yıldan beri bozduklarını düzeltemediler. Hala bir eğitim sistemimiz yok. Halbuki her devletin eğitim politikası olur, bu politika kişiye göre, bakana göre, başbakana göre değişmez. Oysa,  AKP siyasi iktidarında her bakan geldiğinde ayrı bir sistem denendi. 12 Yıldan beri  her sene yeni bir sistem deneniyor, sonuç başarısız. Yeni bir sistem daha deneniyor, sonuç yine başarısız. Ayıp kardeşim, ayıp, İnsan utanır. Çocuklara verseniz, sizden daha güzel yönetir ülkeyi. Her sistem denemesi önceki sistemin başarısız olduğunun ispatıdır, zaten. Bu kadar başarısız bir hükümete söylenecek tek söz var, Ey beceriksiz iktidar; Lütfen hiç bir şeye dokunma, bırak dağınık kalsın.

Şimdi çocuklarımız, beceriksiz iktidarın getirdiği bir kaos ve korkunç bir yarış içindeler. Nefes alamıyorlar, çocuklarımız boğuluyor. Çocuklarımız da, bizde bu yarıştan yorulduk. Fakat, yarıştan kopamıyoruz. Çünkü, başarısız eğitim sistemi, çocukları gereksiz bilgilerle doldurup, sonra onları yarıştırma üzerine kurulu. Yarışta öne geçenler, Fen liselerinde okuyacak.

Sonra? Yarış devam edecek ve nefes almadan çalışmak zorunda kalan çocuklarımız, yemek haricinde anne babasıyla görüşemeyecek kadar meşguller. Dünyadan, siyasetten, aileden, yaşamdan, komşudan, oyundan, arkadaştan yani hayattan yoksunlar. Testler, dersler, dershane, deneme sınavları, hafta bitti. Tekrar, tekrar aynı döngü.  Sonuç; yarışta öne geçenler, üniversitede okuyacak.

Sonra? Çocuklarımız artık genç oldular, ama yarış bitmedi. Artık,  Üniversitede yarışacaklar. 4-5 yıl daha nefes almadan sürecek yarış. Sonuç; çocuklarımız Üniversite mezunu. Sonra? yarış bitmedi. İşe girmek için yarış başlıyor.Torpilin varsa sınavsız, Kamu kurumları-Belediyeler dahil her yerde en iyi işlerdesin. Ya, torpilin yoksa? O zaman kusura bakma, Einstein olsan işe giremez, girsen de yükselemezsin. Bu ülkede yandaş olmazsan, allame-i cihan olsan, ağzınla kuş tutsan, KPSS den 100 alsan, işe giremezsin. En iyi okulları bitirmek yetmez, ömür boyu, her sınavdan 100 almak yetmez. İlkelerini satacaksın, İktidara yakın, yandaş, yalaka olacaksın.

Sonra? anlayacaksın ki, hayatımıza, ailemize, çocuklarımıza yazık ettik.

Eğitim, aydınlığın yoludur. Gerçekten, yazık çocuklarımıza,  gelin bu çarpık iktidara ve çarpık sistemine müdahale edelim, artık yeter diyelim. Halkın iktidarını kuralım. İnsan merkezli çağdaş eğitim reformunu hayata geçirelim. Ortaçağ karanlığını süpürüp, Yurttaşlık hak ve sorumluluklarını bilen ve sahip çıkan, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirelim.

Cengiz GÜLEBAY

;