15-16 Haziran Ruhu Ve Dayanışma Aidatı

15-16 Haziran Ruhu Ve Dayanışma Aidatı

Bugün yaşadığımız bu sürece karşı durmanın yolu 15-16 Haziran ruhuyla mücadele etmekten geçmektedir. Sendikalar olarak, aramızdaki kısır çekişmeleri bir tarafa bırakalım, sınıfın sorunlarını çözme mücadelesinde ortaklaşalım.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu, kısaca DİSK, TÜRK-İŞ ten ayrılarak, 13 Şubat 1967’de Kemal TÜRKLER başkanlığında Türkiye  İşçi hareketinin önünde  yeni bir yol açmıştı.

DİSK?in işyeri örgütlenmeleri ve ittifak çabaları kısa sürede sonuç vermişti. DİSK sayıca büyürken İşçilerin sorunlarını üstlenmek ve çözmek için verdiği mücadele işçilerin yoğun katılımıyla ve güveni ile sonuçlanıyordu. Örgütlü işçi sınıfı; büyük fabrikalarda çeşitli işçi hareketleri ile direnişlerini sürdürüyordu. Birçok fabrikada grev ve direniş başlamış, işçi semtlerinde ise gerginlik artmıştı.

1970 yılında Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası ile Sendikalar Yasası’nda değişiklik yapan tasarı meclise gelmişti. Bu tasarı ile işçilerin sendika seçme özgürlüğü önemli ölçüde kısıtlanmakta, sendika değiştirme güçleşmekteydi.DİSK bu tasarıya karşı çıkmış ve TÜRK-İŞ ten DİSK?e akan işçinin önünü kesmeyi amaçlayan bu yasaya tepki gösteriyordu. DİSK üyeleri ve Sendika temsilcileri 15 haziran 1970 sabahı İstanbul?da çeşitli semtlerden  yürüyüş başlattılar.

Anadolu yakasından başlayan yürüyüşe Kartal?dan katılan işçilerle birlikte kortej iyice büyümüştü.Ankara Asfaltı boyunca fabrikalardan katılan diğer işçiler eyleme beklenmedik destek sunmuştu. Göztepe tarafında Otosan işçileri ve DMO işçileri de yürüyüşe destek verdi.Başka bir yürüyüş kolu Beykoz ve Paşabahçe’den, Üsküdara yürüyordu. Avrupa yakasında Bakırköy, Topkapı , Sağmalcılar güzergahında yürüyüş yapıldı.Valilik Haliç köprülerini kapatarak yürüyüşü engelledi.Yürüyüş 17.00 ye kadar sürdü. Bakanlar Kurulu toplanarak 60 günlük sıkıyönetim ilan etti.

16 Haziran?da devam eden yürüyüşlere yeni kollar katıldı, direnişe TÜRK-İŞ üyesi işçilerinde katılmasıyla  yüz binlerce işçi meydanlara dolmuştu. Olaylar 16 Haziran günü Adana, Ankara ve Bursa’ya yansıdı. Kadıköy’de Polisin müdahalesi nedeniyle, 2 işçi, 1 vatandaş ve 1 polis hayatını kaybetti.DİSK yöneticileri sıkıyönetim mahkemelerince tutuklanarak yargılandılar. Olayların ardından Anayasa mahkemesi söz konusu yasa değişikliklerini iptal etti.

1970′ te büyük bir kararlılıkla sahip çıkılan haklar, ne yazık ki, 12 Eylül faşist darbesiyle gasp edildi. Bugün, hala 12 Eylülcülerin hazırladığı yasakçı sendikal yasalarla, çalışma hayatında büyük bir ayıp sürdürülmeye devam ediliyor. Özellikle, Belediyelerde  sarı sendikalar eliyle kanunsuz, hukuksuz biçimde uygulanan,“Dayanışma Aidatı” sendika seçme özgürlüğünün önünde duran çirkin bir uygulama ve  kara bir lekedir. Demokrasinin en önemli ölçütü, emekçilerin hakları için özgürce örgütlenebilmeleri, kendi geleceklerine ait kararları özgür iradeleriyle alabilmeleridir. Oysa bugün, Sarı Sendikalar çalışanların önünü kesmek ve emeklerini gasp etmek için kendi üyesi olan çalışanları bile haraca bağlamaktan utanmaz hale gelmişlerdir. Belediyelerle yaptıkları sözleşmelerde kendi üyelerine ikinci bir aidat ödeme zorunluluğu getirerek, kendi üyesini soymaya çalışmaktadırlar.

?İleri demokrasi? sözünü ağızlarından düşürmeyen siyasal iktidar,  yarattığı sömürü ve baskı düzeni ile üreten kesimin emeğine saldırmaktadır. Siyasi iktidarın dayatmalarıyla örgütsüz, güvencesiz, korumasız ve güvenliksiz bırakılan işyerlerinde yaşanan iş cinayetlerinde büyük artış yaşanmakta, milyonlarca işçi ölümün kucağında çalışma koşullarına terk edilmektedir. Sendikaların duyarsızlığına ve utanmazlığına, AKP iktidarının emek düşmanı politikalarına dur demenin zamanı gelmiştir.

Bugün yaşadığımız bu sürece karşı durmanın yolu 15-16 Haziran ruhuyla mücadele etmekten geçmektedir. Sendikalar olarak, aramızdaki kısır çekişmeleri bir tarafa bırakalım, sınıfın sorunlarını çözme mücadelesinde ortaklaşalım. Bugün içinde bulunduğumuz sürece ve bu süreci yaratan Emek düşmanlarına karşı, ayağa kalkmaya, tarihimizi yeniden yaratarak cevap vermeye mecburuz.

 

Cengiz GÜLEBAY / 15.06.2014

;